Halihazırda bir sürü havuz problemim var

Geçenlerde zamanında çook yakın olduğum bir arkadaşım, onun manasız bir şekilde evlendiği adam ve onun kardeşi bir şekilde bir muhabbete girmiştik ve konu eğitim sisteminin tamamen ideolojik biz düzlemde işlediği noktasına gelmişti ki, en olmayacak zamanda en olmayacak konuymuş, sağolsunlar en son sokağa kürt avına çıkmadıkları kalmıştı. (siz düşünün ben nasıl kızardım)

Her neyse bundan mütevellit olmasa da aklıma bişey geldi. Klişe görünümlü ancak yaratıcı olduğunu düşündüğüm bir tespit; hız problemlerinde birbiriyle buluşmaya çalışan ve hayal gücümüzle kültürel çeşitliliğin bir sembolü ve hatta kıtaların buluşması projesi olma kapasitesi bile olan hız problemleri hakkında kısa bir gözlem. Siz hiç bu araçların farklı hızlarda yol alırken buluşacakları noktayı hesaplarken kendilerine verilen hız miktarının yasal sınırlarda varsayıldığını ve hayalgücümüzün a mı b mi diye düşünürken bile o araçların Tr yasal hız sınırını geçmediğini ve  sadece acaba bu sorunun cevabını diğer şıkların oluşturduğu şekillerden çıkarabilir miyiz dışında bir şekilde işlemediğini farkettiniz mi? Ben az önce sanki hiç işim gücüm yokmuş gibi farkettim.

İstesem  trafik kanun düzenlemelerini "yapıcı sınırlamalar" şeklinde terminolojik bi açılım yaparak mantıklı bulabilir ve hatta destekleyebilirim ama yapmıycam. İçimde 0.765 gram anarşizm kaldı, onu da burda açığa çıkarıyorum izninizle.

Ayrıca ideoloji lafını sadece kendi görüşü dışı (zıttı demiyorum, kutuplaşma dediğimiz şey bu) olan bir öcü zanneden idiotlara inat söylemek istiyorum, hep dediğimiz gibi görüşü veya çalışma şartları ne olursa olsun işçilerin örgütlenememe nedenlerini damarlarımda hissediyorum. öyle bi çalışıyorum ki hergün iş sırasında en az 3 kere önünden geçtiğim sendika odasına henüz günaydın demek için bile giremedim.

Ve illa yine ideoloji ve hayatımızın her zerresine nüfuz eden bu kalıplar silsilesine bir örnek daha vermek gerekirse,blogların "bi kapıyı kapasana esiyo buraya" der gibi apar topar kapatılmasının ardından uzunca bir süre blogum aklıma bile gelmedi. Hevesim kaçtı, ilhamım grip oldu, parmaklarıma viral enfeksiyon bulaştı. Şimdi bunu yazıyorum ama bu süre zarfında içimden dökmek istediklerimin, komik bulup dur bi yazam deme ihtimalim olan olaylar silsilelerinin içimde patlaması ve bu sanal "söz uçar yazı kalır" aleminde yer bulamamasının hesabını kim verecek??? Tabi ki sizin olmadığını iddia ettiğiniz ama yasaklarıyla ilham perime kadar el uzatan bu boktan düzen!

Saatte 830 km hızla giden bir otobüsün camına dudaklarını yapıştırmış bir  çocuğun soğuk burnunu hissettiğiniz öpücükler

Yorumlar

Popüler Yayınlar