Ne zaman bir merdiven görsem sindirilirim!

Ben tam olarak orta birinci sınıfın son aylarında neden olduğunu hiç hatırlamadığım koro çalışmalarına gidiyordum. O dönem neden olduğunu hatırlamadığım bir şekilde derslere girmek bir yana, tenefüs ve öğle arası bile haramdı bizlere. En alt katta ki müzik odasına girer piyanonun tuşlarına basıldığını duyduğumuz an şarkıyı girişinden tanır başlardık kanon'a (canon veya conan). O dönem ses kontrolüm ve alt ve üst perdelere geçişinde gözle görülür kulakla duyulur bir gelişme olduğunun farkındaydım. Gelişmeler bununla bitmiyor almancamın yanı sıra ingilizce, rusça ve türkçemi de geliştiriyordum. Ancak bu sırada deli akan kandan mıdır, hormondan mı güneşten mi bilinmez bendenize fenalıklar basmaya başlamıştı. Sosyalleşecek tek alanımız olan bahçe ve basket sahasına inememek, 15 dakikaya sığdırılan öğle yemeği dışında bodrum kata kıstırılmak bana ağır gelmiş olacak ki anında aklımda bir mum yandı.

Okul bahçesinin merdivenlerinde güneşin alnında oturmuş ağzımızı silerken (yemek bitmiş temizlik aşaması) bir anda atıldım; 'Bu şartlarda daha fazla dayanamayız. Çalışma şartları ders uzunlukları kadar olmalı. Kuytu bir odaya kıstırılmak istemiyorum.'. Çok sevgili arkadaşım Ceren de hevesle atladı konuya; 'Kesinlikle ben de istemiyorum. Hadi gitmeyelim.' Ve diğerleri; "Hadi!", "Hadi!".. hadi hadi....

Eylemsizliğimiz adeta bir eyleme dönüşmüştü. Dahiyane fikrimle gurur duymuştum. Üstelik bu fikir özgür iradeler tarafından da oldukça büyük coşkuyla karşılanmıştı. O gün tüm öğle tenefüsünde güneşin alnında okul merdivenlerinde oturmuştuk. Sürekli ezbere törenlere sahne olan o merdiven kimsenin haberi olmaksızın bizim gösterimize eşlik ediyordu.

Sonra nooldu biliyor musunuz? Ceren denilen hatun bu olayı bilemiyorum neden ve nasıl annesine anlatmış, annesi de eylemimize sinirlenen hocamıza çibanın başının ben olduğumu söylemiş ve teneke madalyaya layık görülmüştü. Eylemim okula çağırılan bir ebevenin müdür yardımcısına çemkirme eylemiyle sonuçlanmıştı. Kendi başlattığım eylemsizlik nedeniyle bile iradem yok sayılmış ve anneme hesap sorulmaya çalışılmıştı ve ben bir genç olarak sindirilmiştim.

Ne zaman güneşli bir günde bir merdiven ve oraya oturma ihtimali olan bir genç görsem işte bu hikaye gelir aklıma. (Yalan! Az önce Meinhoff'un direniş ve protesto ile ilgili bi yazısına bakıyodum, prdan aklıma geldi ama hatırladıklarıma üzüldüm.)

Yorumlar

Popüler Yayınlar