Diş perileri ve ayrılmış büyük ebeveynler

Ne kadar zaman girmiş araya. 

Havalar soğuyunca insan daha içine kapanıp yazmayı bırakıyor mu diye bir düşündüm. Sonra Kasım'dan beri yaşadıklarımı düşününce dedim ki sanıyorum konunun havayla alakası yok. Ama zor günler geride kaldı ve artık herkes daha hafif hissediyor bence. Buna sen de dahilsin. Çünkü bilgide olduğu kadar duygular konusunda da sünger gibisin maşallah :)  

Ortalama 3 aydır Işıl ablanla, yani terapistinle haftanın farklı günleri ve saatleri konuşuyorsun. Dün niye sürekli değişiyor bu saat ve gün diye sordun. Vericek cevabımızı verdik ama sorunla çok gurur duydum. konu bizim de konuşmalarımızdaydı çünkü. Ve kendini böyle filtresiz ifade edebilmen de bence anne ve babanın işini baya kolaylaştırıyor.

Henüz aldığımız ayrılık kararını paylaşmadık seninle. Maalesef ortalama 4 ay önceden konuşmayı planladığımız bu konu önce biz her şeyde tamamen anlaşana kadar söylemeyemediğimiz için oldukça gecikti. Ama sana bu konuyu söyleyemememize rağmen ben sana bugün bu konuda yazmak istiyorum. 

Geçen hafta biz seninle yatakta keyif yapıp, oyunlar oynayıp öpüşüp koklaşırken, teyzenden ve annanenden bahsedeceğim çocukluğumla ilgili bir konuya geldiğimizde bana şu soruyu sordun: Annanemle dedem niye birlikte yaşamıyorlar?  Ve sen soruyu sorana kadar ben annesiyle babası ayrılmış bir çocuk olarak senin annanen ve dedenin ayrıldığı fikrini algılamakta baya bir zorluk çektim. Farklı kimliklerle bu ayrılığı kodlayamamışım demek ki. Bu konu üzerinden biraz çalışınca da bu bağlantıyı kuramamış olmamın olayın doğallığı için iyi olduğuna karar verdik ki iyi olmasa da yapacak bir şey yoktu zaten. 

 (bunu yazarken yanıma havluyla ve ağlayarak gelip neden bu kadar erken yatman gerektiğine dair isyan edip ağladın. 2 gün önce değişen saatler hiç hoşuna gitmedi) 

Sana bu sorunun üstüne büyüklerin bazen anlaşamadığını ve anlaşamadıklarında artık karı koca olmak yerine arkadaş olmayı seçebildiklerinden bahsettim. Sen de direk 'ama hep anne baban onlar senin değil mi?' dedin. Bazen öyle anlar oluyor ki hazır olmadığım konulara sen beni hazırlıyorsun gibi hissediyorum. Bu soruya kendi evliliğimle ilgili vereceğim cevabı kendi terapistim, senin terapistin ve beynim dahil olmak üzere çok kere hazırlanmıştım ama sen kendi kendine bir hazırlık süreci yaratıp bunun herkes için kolay olması için çok doğal bir şekilde süper bir hazırlık süreci yarattın. Ön soruyu sordun, hazır olduğum yerden cevap verdim ve biz bir sonraki sürece senle hazırlandık gibi. 

 Başkaları bu cümleyi kurduğunda çok aklıma yatmazdı, şans ne ya, her şey karşılıklı falan derdim de şimdi artık ben de kurmak istiyorum; bu kadar harika bir çocuğa sahip olmak için ben ne yapmış olabilirim? ya da bir diğer değişle 'kendimi şanslı hissediyorum' ;) 

Yakında doğumgünü partin var. Bu sene daha rahat ve sakinim. Hayata dair her konuda çalışıyorum, kendimi ve dolaylı olarak seni hafifletmek için üstüne çalıştığım konular doğumgünü partisi için verdiğim kitap siparişi sebebiyle oluşan aksiliği nasıl göğüslediğimi bile etkiliyor. Bu konuda bugün kendi terapinde açıldığında da annenin eksik kitaplar yüzünden nasıl 'korktuğundan' bahsedip its not my business diye konuyu kapattın terapistine. Gurur duydum. Yükün olmayan dertleri hiç taşımazsın umarım diye evrene bir sürü dilek üfledim. Yine de seveceğin ve güzel hatırlayacağın bir parti olur diye umuyorum. Zira bu konuda emek veriyorum :)

Seni çok seviyorum.  

Ps 1: Fotoğraf sen, ben ve İskender. İskenderin dönerine hiç beklemediğimiz bir ilgin ve iştahın oldu. 

Ps 2: Bu günlerde ilk dişin düştü. Diş perin 10 dolar bıraktı, miktarı beğendin, mutlu oldun. Şimdi ikinci dişin sallanıyor. 

Ps 3: Sonradan fark ettim bugün Kanada'ya taşınalı 2 yıl olmuş. Ben burda kendi serüvenimde çok yol aldım ve kendi yolundan yürüyen anneler çocuklarına hep iyi gelirler.


Yorumlar

Popüler Yayınlar