Hebele hübele

Evet yine uzun zaman oldu. Ne var yani? Yazamadım işte :)
Oşbilibili gelmişsiniz. Tatilin mallığını atıp burda tekrar hayata karışmamla, hayatın da bir adet maratona dönüşmesi bir oldu.
İlk önce size günde 3 öğün beslemekle kalmayıp mamasını tee ağzına kadar verdiğimiz, ama arsızlıkta sınır tanımayan, bu nedenle en olmadık zamanlarda da yemeklerinin bi kısmını sindiremeyerek zınk diye ortaya kusan sevimli çamaşır makinamızdan bahsetmek istedim. Sayesinde artık "bir çift çorap" manasında kurulan her türlü cümleye naaşina olan bendeniz, günden güne daha da yeni kombinasyonlarla hayatıma renk ayacıklarıma mutluluk katıyorum.
Sonra dedim ki, beni günlerce çılgına çeviren olayı anlatıyım da bari biraz rahatlıyım. Senaryoya göre, Büyük patron Shane duyarsızdır. Fakat her halt gerzek Davidin yani yöneticinin başından çıkmaktadır. Bu herif neredeyse günlük harcaması bin euroyu bulan bradogda her kuruş kendi cebinden çıktığı payanosından kurtulamadığı için ve zamanında karşılıklı olarak imzaladığımız anlaşmaları bile hiçe saymaya çalıştığı için talebim üzerine bir dizi toplantı düzenlenir. Saçmalamakta o kadar üstüne yoktur ki bu herifin, sıçtığı boku toplamak baharın ve paulinin günlerini alır. Bu süreçte bendeniz güçlüyüm yok efendim hakkımı sonuna kadar savunurum bilmemne maskelerinin ardında eve gelip emmetle birlikte cinnetler geçirip birlikte küfredip ertesi gün işe yine başı dik gide gele sıyırmıştım ki çözdük olayı :)
Hazır shane efendiden bahsetmişken, yine onla ilgili görünen ama aslında tamamen benim edepsizliğimle alakalı olan bir kısa olayı daha anlatasım gelmedi değildi aslında. Olay şöyle gelişir, bi boktan memnun olmayan shane efendi bahara bi iş verir. Bahar tatil dönüşü yemez içmez ulen der, hani fakir ama gurulu bi kız vardı ya bakışıyla çalışır da çalışır. Yine haftalık toplantı alınırken, bahar sıkar dişini bekler (koca fabrikanın müdür odasında koltuğuna oturmuş ve yüzünü arka duvara dönmüş, gururlu gururlu o anı beklerken) Shane der ki, Baharcığım, senden de sıkı bi iş bekliyorum, krismısa kadar bitir bu işi olur mu?
Ve bahar, deri koltuğuyla birlikte dönerek, "o iş bitti, sıradaki?" der.
Shane ağzı açık kalır ve etkilendiğine dair bir dizi söz söyler, sonrasında baş kahramanımız kalabalığı peşinden sürükleyecek o yavaş tempolu el çırpma hareketi mağrurluğu tadında, senden güzel bişey duymak ne kadar güzelmiş der. Toplantıda herkes güler, patron bakar.
Evet evet bunu da anlatıyım dedim. Üşendiğimde fikrimi değiştirip, hafta sonu hazır iki haftalık eylül yazı da gelmişken datlu bir arkadaşımla şehirde göremediğimiz güzellikleri bitirme planımızdan bahsetcektim.
E onuda şimdi anlattım, dedim bari, haftasonu eğitimdeydik yine, birbirimizi eğiteceğimize sarhoş ettiğimizi anlatıyım, ama detayları yazmaya üşencem.
Tüm bunları düşündüm ve dedim ki, o zaman ben de geçmişi değil geleceği yazıyım :)
Kasımda Gökhan beyler teşrif edecekler Dubline. Bundan öncesi biraz muallak olmakla birlikte sonrasında mümkün görünen bir tatil daha vericem kendime. Ana kraliçeden de aldık onayı...
O değil de ben bugün iki tane mektup aldım. Kanlı canlı, üstünde parmak izi, birinin içinde bir de kolye olan. Bir de üstüne bugün herşey güzel giderken, burda bi yaz başlamasın mı?
Çok datlu bi gün ve haaaaaala da bitmedi. :)
Nemli öpücük.

Yorumlar

Popüler Yayınlar