Such a lovely day demeden geçemiycem

Sevgili beni sevenler, takip edenler veyahut yanlışlıkla kendini bu sayfada bulanlar...
Günlerdir eş, dost, akraba, bilimum hayat şartları ve hatta gereksiz detaylarla homesick olayının dibine vurma seansından sonra bugün nedensiz yere kendimi misss gibi hissediyorum. Dublinin şımarık havasının bugün yavşaklığa kaçmayan muzur gülüşünün de bunda payı var.
Yaz programımızı bitirdik. Herkes bi yerlere kaçıyo bizim ekipten. Öyle bizim gibi çeşme, marmaris, "kusidasi" falan değil, new york, tayland, florida falan işte...
Bendenizin de birazdan bir adet daha toplatısı var. Daha sonra haftaya çarşambaya kadar boşum, ve hatta amsterdamdayım.
Tatilim için böyle bi bilinmezlik hissi ile babacan tavırlarla havaalanından metro yolunu tarif eden, yanında benim için bisiklet getirecek tanımadığım tanıdıklarla buluşacak olmanın güveni birbirine girmiş vaziyette.
Burdaki yaşam standartlarını öğrendikçe sinir krizleri geçirsemde, altüstü youth worker olanların bile 3.500 den fazla maaş alması, yılda 1 aydan fazla izni olması, bankaların bile 10buçuktan 4e kadar çalıştığı, refahtan geberen ayriş memleketinde kendimi sömürülüyor hissetsem de harika bir gün.
Yarın sahte bir pazar günü yaşayıp, çamaşır, ütü (?), çanta hazırlama derken pırrrrrrrrrrrrr...
Bu kadar az vakte bu kadar yazı.. Fena değil di mi? :)
Not; dereotu buldum :P

Yorumlar

Popüler Yayınlar