Elektrik Faturası ve İşçiler

Bugün kendimi düşünmekten alamadığım konular biraz acı.

Elektrik faturası hem sembolik hem de bire bir anlamı ile eşlik ediyor düşüncelerime. Faturayı evimde olmamam sebebiyle bir hadi bilemedin bir buçuk hafta ödemedim diye utanmadan elektriğinizi kesicez diye bir yazı geldi.
Yahu bu kadar mı korkuyosun elektriğinin parasını ödemiycem diye a devlet!
Senin bu ukala paranoyan yüzünden kendi kendime teoriler üretiyorum kaç saattir. Diyorum ki bunlar mesai saatlerinde yaparlar bu işlem,i saati beş buçuk ettik mi yarına kadar yırtarız. Daha çok düşününce de diyorum ki mesai saatine kadar beklerler yatırcam mı diye, mesai bittiği an her an elektrik kesmekle görevli personel hain bi gülüşle kesiverir elektriğimi. Hatta bu sahne medeniyet öncesi kıvamda elinde bir adet makasla haince yürüyen bir adam şeklinde. Sanki kabloyu kesiyolar...
Tabii medeniyet öncesi bırak kabloyu makas bile yoktu ama olsun, elektriksiz kalıcaksam bu medeniyet öncesine ait bi imge olmalı.

Korkularım bunlarla da bitmiyor. Vakti zamanında hayatımı kurtaracağı için evimin kapılarını açtığım aptal ve bir o kadar pahalı internet kotam bir haftadır internet kullanmamama rağmen bitti bitecek. Zaten bi bok kullanmıyorum, bir de korkularıma korku katıyor. Çünkü evimin televizyonu sadece gerekli olmayan kanalları çekiyor.

Bu arada net dedim ama bilgisayarımda sürekli beni tehdit ediyor ve kullandığın program orjinal değil, biraz daha beklerim sonra acımam cezai işlem başlatırım diye sürekli beni uyarıyor. Yani aslında internetim olsa bile yakalansam da yakalanmasam da olmayan parama kıyıp bir an önce orjinal bir windows satın almam gerekecek. Format attığımız güne de lanet olsun.

Üstüne üstlük hayatla bağlantım sadece internet ve cep telefonuyla sağlanırken (biliyorum sizin için de aynı, bana özel bi durum diil) cep telefonu şarjımı Ankara'da unuttum. Kırk yılda bir bi arkadaşım gel hadi biraz sosyalleşelim derse, aradığı kişiye o an ulaşamayacak.

Ayrıca evim ısınmıyor ve ısınmıyor ve ısınmıyor ama doğalgaz faturam buzdolabının üstüne asılmış bi şekilde sürekli kendini bana hatırlatıyor.

Daha dahaları da var ama okuyucuları daha fazla sıkmamak ve ajitasyon yapmamak için devamından bahsetmiycem. Sonuç olarak canım çoook sıkkın ve ben gelirim olmadan bu kadar giderim olmasından ötürü çok üzülüyorum, yıpranıyorum.

Velhasıl kelam, ahanda işçiler bu yüzden örgütlenemiyor.
Aklımızda sadece elektrik faturaları, mutfak alışverişleri, kiralar ve ev giderleri varken, o sırada bir de evdeki su galonunda su kalmamışken, doğalgaz faturası kafanıza kafanıza vururken, ve ben dahil değilim buna henüz ama bu sırada tüm bu ihtiyaçlar için kendilerini sadece hayatta kalmak için eşek gibi çalışırken bulurken, nasıl örgütlensinler.

Sanayi devrimi sonrası günlük 16 saat çalışan amcadan veya teyzeden tek farkımız, bunları düşünmek için daha fazla vaktimiz olması. Sosyalleşmek mi? Burda olmuş bir bilet 1.95.
O da parayla azizim, o da parayla. Devrim artık rüyalarında!!!

Yorumlar

Popüler Yayınlar