Bir yerde bir kelebek kanat çırptı ve ben Elif Şafak'laştım..

   Bugünkü seanslarda dahil son yazımdan itibaren 4 kere bloga başladım ve gerek yazacaklarımın gereksizliği, gerek yarı-anonimliğimin bozulması ihtimali nedeniyle sayfadan zınk diye çıkıveriyorum.
   Bu terbiyesiz blog sayfası da bir kere yahu en azından birşeyler yazdın, az da olsa bir emek verdin, çıkmak istediğinden emin misin, hadi hiç olmadı çıkışa yanlışlıkla basmış olabilir misin demedi.
   Ve ben burdan iki sonuç çıkardım.
1. Teknoloji arkadaşın -özellikle de teşvik edici olanın- yerini  tutmuyor.
2. Son bir kaç gün itibariyle yazı yazma ilhamımı kaybetmiş bulunmaktayım. Kaybettiğim şey ilhamın kaynağı da olabilir. (nereye bıraktıysam orda mıdır?)
   Bu çıkarımlara bağlı olarak metaforlar zinciri (ki aslında kendisine serbest çağrışım demek doğru olacaktır ama metafor daha karizmatik) beni Elif Şafak'ın lohusalık sendromu nedeniyle yaşadığı sürece kadar getirdi.
   İşte o zaman daha da umutsuzlandım. Çünkü Elif Şafak'ın kendisinin belirttiği üzere, ilhamı geri geldiğinde (gider gelir o arada) yazdığı kitap Siyah Süt bana göre en başarısız kitabıdır.
   Bu yazı eminim ki benim en kötü yazım olmayacaktır. Yine bunun için de gerekçelerim şöyle;
1. Sadece bok püsür yazdığım yazılarım mevcut.
2. Baktım ki olmuyor, facebook'ta paylaşılan ve içinde yüzde doksan 'asla' bulunduran  bir "büyük laf" kopyalar yapıştırırım. Bunun olmasına izin vermem.
   Ha, bu yazı neden böyle dertsiz tasasız ve bir o kadar anlamsız derseniz, nedenlerimi sıralarım yine,
1. Hayatım düzene oturdu, dolayısıyla kafama taktığım sorunlar şu an için azaldı.
2. Sosyal yaşamım pek olmamakla birlikte son zamanların yazılı basını içermeyen en entellektüel dönemini yaşıyorum. Gün geliyor bir bağımsız amerikan filmi ile, gün geliyor memelilerin hayatta kalma taktikleri üzerine belgeseller izleyerek uyuya kalıyorum. Dolayısıyla anlatacak bir şeyim olmuyor.
   Uyuya kalmamın nedeni sabah beşlerde uyanmak zorunda olmam ve özellikle evli çiftlerde bolca gözlemlenen "bünyede rutine aşırı uyum" sendromu.
   Tüm bu yazdıklarımı da şöyle bağlarım; "Evet belki ilham kaynağımı kaybettim, evet kaybettim! Ama neyseki bu hayatta tutunabileceğim başka meziyetler edindim." Artık uluslararası geçerliliğe sahip bir ilkyardım sertifikam var.
  
   Bir yerde bir kelebeğin kanat çırpması sizde bir sağlık sorununa yol açarsa, ilkyardımınıza koşabilirim.
   Hepinize hayat dolu öpücükler. (hayat öpücüğü-suni solunum esprüsü)

Yorumlar

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar